TÜRKİYE ORMANCILAR DERNEĞİ AKBELEN’DEKİ ORMAN KATLİAMINI YERİNDE İNCELEDİ

16.08.2023

Muğla ili Milas ilçesi İkizköy’de yeralan Akbelen Ormanı’nda Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki olan YK Enerji’nin Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerine kömür temin etmesi amacıyla maden sahasını genişletmek için gerçekleştirdiği ağaç kesimine direnen köylüler ve doğa severlere destek olmak için Akbelene giden Türkiye Ormancılar Derneği Genel Başkanı Ahmet Hüsrev ÖZKARA ve Yönetim Kurulu üyeleri, kesim yapılan bölgede incelemelerde bulunmuş, yöre halkını da ziyaret ederek onların haklı mücadelesinin yanında olduklarını belirtmişlerdir. 

Yöre halkı ile yapılan görüşmelerde, yaşadıkları sıkıntılar ve zorluklar dile getirilmiş, köylüler bölgenin kadim insanları olduklarını, etraflarının maden ocakları ile kuşatıldığını, hava kirliliği nedeniyle nefes alamadıklarını ve Türkiye Ormancılar Derneğini yanlarında görmekten duydukları mutluluğu dile getirmişlerdir.

Yerinde yapılan incelemede daha önce açık işletmeye konu alandaki tahribatın boyutları, havza boyunca topagrafyanın değiştiği, görüntü ve hava kirliliği gibi ortaya çıkan olumsuzluklar açık ve net bir şekilde görülmüştür. Firma yetkilileri alandaki olumsuzlukların farkında olmalılar ki yol kenarlarını doğal olmayan bir şekilde yeşil plastik çit ile çevirmiş, sözde yeşillendirme yaparak tahribatı gizlemeye çalışmışlardır.

Anayasamızın 56. Maddesinde; Herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu, çevreyi geliştirmenin, çevre sağlığını korumanın ve çevre kirlenmesini önlemenin Devletin ve vatandaşların ödevi olduğu hüküm altına alınmıştır. 

Akbelen’de direnenler Anayasa’dan kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirirken, maalesef yetkililer köylüleri marjinal olarak tanımlamıştır. Ağaç katliamına direnenlere marjinal yaftasının konulması, direnen halkın haklı mücadelesini görmezden gelme ve rantın her türlü doğal değerden üstün tutulduğunu ifade etme biçimidir. Orada direnenler marjinal değil aksine kadimden beri o topraklarda yaşayan, geçimini zeytincilik ve hayvancılıkla sağlayan, yaşadığı coğrafyanın ormanlarını, havasını ve suyunu korumaya çalışan köylüler ve onlara destek veren doğa severlerdir. 

Akbelen’de direnen köylüler aynı zamanda kolluk kuvvetlerinin müdahalesiyle de karşı karşıyadırlar. Anayasal haklarını kullanarak mücadele eden köylüler ne yazık ki kolluk kuvvetlerinin sert müdahalesi ile karşılaşmakta, mağdur olan köylüler değil mağduriyete sebep olan firma kollanmaktadır.

Bölgedeki her türlü itiraza ve direnişe rağmen kolluk güçlerinin de desteği ile bölgedeki ağaç kesimi tamamlanmış, yöre halkının mücadelesi şu an için toprağın korunmasına yönelmiştir. Çünkü orman sadece ağaçlardan ibaret değil, içinde yaşadığı flora ve fauna varlıkları ve toprağı ile bir bütündür. 

Kaybedilen ormanın yeniden tesis edilebilmesi için toprağın yerinde kalması büyük önem arz etmektedir. Tamamiyle yok edilen bir ormanın yeniden eski haline gelmesi de yüzyıllar alacak uzun bir süreçtir. 

Bölgedeki çatlaklı kireçtaşları ile killi kireçtaşlarının altında yer alan kömürün açık işletme ile açığa çıkartılması için yüzeydeki toprağın ve kireçtaşı kayalarının kaldırılmasıyla hem orman toprağı yok olacak hem de yer altı suyunda geriye dönülmez kayıplar yaşanacaktır.

Yapılan tahribat ile tamamen değişen topoğrafyanın aslına dönüştürülmesi söylemi de kandırmacadan başka bir şey değildir.


Anayasamızın 63 ve 169. Maddelerinde de tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin ve ormanların korunmasına ve yönetilmesine yönelik hükümler yer almaktadır. 

Akbelen’de yapılan kesimler ve doğa tahribatı yöre halkının temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşama haklarını ellerinden almakta ve Anayasamızın 56., 63. ve 169. Maddeleri ile taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelere de aykırılık göstermektedir.